Yaşam

Ezan duası nedir, nasıl okunur, fazileti nelerdir?

Ezan vakitleri duaların reddedilmediği vakitler olup, her ezandan sonra dua etmek bu sebeple faziletli kabul edilmiştir.
Ezandan sonra duaya devam etmek, hayırlara ulaşmanın sebebi olduğu üzere, kıyamet gününde Hz. Peygamber (s.a.v)’in şefaatine nâil olabilmenin de vesilesidir.
Ezanı, müezzinin söylediklerini tekrar ederek sonuna kadar dinlemek, bitince de dua etmek faziletli sünnetlerdendir.
Ezan bittikten sonra Peygamber Efendimiz (asm)’in öğrettiği dualardan biri ezan duası olarak okunmalıdır. Pekala, ezan duası nasıl okunur? Sizler için, Türkçe ve Arapçasıyla ezan duası ve faziletlerini derledik…

Ezan Duası

Câbir radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kim ezanı işittiği zaman şu duayı okursa, kıyamet gününde o kimseye şefâatim vâcip olur:


‘Allahumme rabbe hâzihî’d-da’veti’t-tâmmeh ve’s-salâti’l kâimeh, âti Muhammeden’il vesîlete ve’l-fadîlete ve’b’ashu mekamen Mahmûden ellezi veadteh.'” [Buhârî, Ezân 8, Tefsîru sûre(17), 11. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 37; Tirmizî, Mevâkît 43; Nesâî, Ezân 38; İbni Mâce, Ezân 4]

Ezan duası Türkçe anlamı:
“Allâh’ım! Ey bu tam dâvetin, yâni mübârek ezânın ve kılınmak üzere bulunan namazın mukaddes Rabbi. Peygamberimiz Hz. Muhammed (asm)’e vesîleyi ve fazîleti ihsan et ve O’nu, kendisine vaad buyurmuş olduğun Makâm-ı Muhmûd’a eriştir.”
Beyhakî’nin rivayetinde ilk duanın sonunda bir de: “İnneke lâ tühlifü’l-mîâd = Şüphesiz ki sen vaadinden caymazsın” ilâvesi vardır ki, biz de dualarımıza bunu ilâve ederiz.

Ezan Duasını okumanın fazileti

Sa’d İbni Ebî Vakkas radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kim müezzini işittiği zaman: ‘Tek olan ve ortağı bulunmayan Allah’tan başka ilâh olmadığına, Muhammed’in O’nun kulu ve resûlü olduğuna şahitlik ederim. Rab olarak Allah’tan, resûl olarak Muhammed’den, din olarak İslam’dan razı oldum.’ derse, o kimsenin günahları bağışlanır.” (Müslim, Salât 13. Ayrıca bk. Tirmizî, Salât 42; Nesâî, Ezân 38; İbni Mâce, Ezân 4)

Her iki hadiste geçen “ezanı işittiği zaman” sözüyle anlatılmak istenen, ezanın tamamını işittikten sonra demektir. Çünkü ezanı işiten kimsenin müezzinin söylediklerini aynen tekrar etmesi gerektiğini ve bunun Hz. Peygamber tarafından emredildiğini önceki hadiste açıklamıştık. Ezan bittikten sonra ise, Peygamber Efendimiz’e salâtü selâm getirilir; sonra da ezan duası okunur.
Buradaki “davet” ezanın lâfızlarıdır. Daha önce izah edildiği gibi, bu tevhîde davettir. “Tam” olmasının anlamı ezanda kelime-i tevhîd ve kelime-i şehâdetin bulunmasıdır. Tam ve kâmil olmanın bir yönü de değişikliğe ve bozulmaya uğramadan kıyamete kadar hem lâfzının hem muhtevasının korunacak olması ve itikad esaslarının hiçbir zaman değişmeyeceğidir.
“Vesîle”nin buradaki anlamı önceki hadiste de işaret edildiği gibi cennetteki çok yüce bir makamdır. “Fazilet” de üstün bir makamın adı olup, diğer mahlûkattan yüce bir mertebedir. “Makâm-ı mahmûd”, her lisanın övgü ve yüceltmesine lâyık makam demektir. O makamda olanı ilk yaratılan insandan son yaratılacak olana kadar herkes över ve yüceltir. Makâm-ı mahmûd, şefaat makamıdır ki, Resûlullah Efendimiz (asm)’e ihsân olunmuştur. Kur’an’ın:
“Rabbin seni makâm-ı mahmûda ulaştırır.” (İsrâ, 17/79)
dediği makamdır. İbni Abbâs’ın açıklamasına göre:
“Öyle bir makam ki, orada evvelkiler ve sonrakiler sana hamd ve senâ eder ve mertebece bütün yaratılmışların önünde olursun. Şefaat edersin de şefaatin makbul olur. Senin sancağın altında olmadık kimse bulunmayacaktır.” diye tanım edilir (Alî el-Kârî, el-Mirkât, II/353).


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu